Lenf sistemi, vücudun bağışıklığının korunmasında en önemli yapı taşıdır. Organizmanın diğer yapı taşlarına göre vücudun her bölgesine dağılmıştır. Lenf sisteminin büyük çoğunluğu; boynun iki tarafında, çene altında ve koltuk altı bölümünde bezeleşerek lokalize olur. Lenf bezi şişmesi, beze büyümesi olarak da ifade edilebilir. Birbirine bağlı bir ağ kuran lenf sistemi, yabancı maddeleri tespit ederek yok etme mekanizmasını aktive eder ve bu mücadelede şişme belirtisi gösterebilir. Lenf bezinin şişmesi, vücudun yabancı olarak tanıdığı maddeye ‘antijene’ karşı uyarıcı bir etkinin gösterdiğini ifade edebilir. Lenf bezi şişmesinin altında yatan etmenler, mikrobiyal, psikolojik ya da daha kompleks hastalıklardan kaynaklı enfeksiyonlardan oluşabilir. Psikolojik Lenf bezi şişmesinin ana nedenleri arasında anksiyete ve stres üzerine vurgu yapılır. Psikoloji kaynaklı lenf bezi şişkinliğinin enfeksiyona bağlı gerçekleşen lenf bezi şişkinliğinden ayırt edilmesi oldukça zor olabilir.
Psikolojik Lenf Bezi Şişmesinin Nedenleri Nelerdir?
Mikroorganizmalar arasında en çok bakteri enfeksiyonları lenf bezi şişmesinin nedenleri arasında yer alabilir. Bağışıklık sistemin bozulduğu otoimmun hastalıklardan kanser türevli hastalıklara kadar geniş çerçevede lenf bezi şişkinliklerini gündeme gelebilir. Tüm bu nedenlerin buluştuğu ortak nokta bağışıklık sisteminin zayıflaması ve beraberinde lenf sisteminin yabancı maddelere karşı savaş süresinin uzamasıdır. Bağışıklık sistemini zayıflatan faktörlerden biri strestir. Anksiyete durumuna bağlı duygu durumundaki değişiklik, kaygı, endişe, korku gibi süreçlere zemin hazırlayabilir. Bu duygu durum bozuklukları vücutta bazı biyokimyasal etkiler yaratabilir. Vücut stres anında bazı kimyasal maddeler ve hormonlar salgılar.
Bu hormon benzeri maddelerin başında böbrek üstü bezinden sentezlenen kortizol hormonu gelir. Kortizol hormonu stres baskısının azaltılmasında aktif rol oynar ve birey sürekli strese maruz kaldığında kortizol hormonu salınımı mekanizması alt üst olabilir. Bu durum stresin tüm vücutta hüküm sürmesine neden olurken psikolojik lenf bezi şişmesine sebebiyet verir. Hassas bireyler aşırı duyarlılığa sahiptir ve sağlık endişesini abartılı yaşayan bireylerin kaygı durumunun artması psikolojik lenf bezi şişmesinin diğer sebeplerinden biridir. Anksiyete semptomlarının kortizol ve endorfin hormonu dengesizliği yaratması bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Bu durum, vücudun bakteri kaynaklı küçük enfeksiyonlara da yatkın hale gelmesiyle lenf bezlerini şişirebilir.
Psikolojik Lenf Bezi Şişmesini Susuzluk Tetikleyebilir mi?
Bir psikolojik rahatsızlık olan anksiyete, kas gerginliğini ve dehidrasyonu (su kaybını) tetikleyebilir. Anksiyete sahibi bireylerin anlık salgılanan adrenalin-noradrenalin gibi kimyasal salgılar nedeniyle vücut terlemesi belirgin bir şekilde artabilir ve vücutta su kaybı meydana gelebilir. Lenf bezlerinde şişmenin bir belirteci de susuzluk problemi olarak söylenebilir.
Psikolojik Lenf Bezi Şişmesinin Belirtileri Nelerdir?
Lenf Bezi şişmesinde psikolojik ya da mikrobiyal enfeksiyon temelli sebepler aynı belirtiler verebilir. Psikolojik lenf bezi şişmesinin en büyük emptomu ağrı hissidir. Psikolojik lenf bezi şişmesinin belirtileri arasında lenf bezinin olduğu yerde ciltte kızarıklık, sertleşme, yüksek ateş de görülebilir. Öncelikle strese yenik düşmenin paralelinde, psikolojik lenf bezi şişmesine bağlı gece terlemesi ve kilo kaybı belirtileri bireyde öne çıkan tepkilerden olabilir. Stres bağımlı vücutta endorfin ve serotonin düşüşü ile birlikte kortizol hormunu yükselirken bireyin açlık merkezi olumsuz etkilenebilir. Bu durumun sonucunda, birey yeme bozukluğu yaşayarak hızlıca kilo kaybına uğrayabilir.
Psikolojik Lenf Bezi Şişmesinde Teşhis Nasıl Yapılabilir?
Her rahatsızlıkta olduğu gibi psikolojik lenf bezi şişmesinin teşhisinde de tanı yöntemleri önem kazanmaktadır. Medikal yöntemlerin tıpta yaygınlaşması hastanın semptomlarının analitik değerlendirmesine katkı sağlayabilir. Doktor muayenesine giden kişi, soru ve sorunlarını derinlemesine anlatarak psikolojik problemleri de göz önünde bulundurabilir. Burada en ayırt edici işaret, kanser ve enfeksiyon kaynaklı lenf bezi şişkinliklerin belirlenmesi olabilir. Kanser türevli lenf bezi şişmeleri tipik bazı belirtilerin varlığını barındırabilir. Kitlenin olduğu yerde enfeksiyonun uzun süre devam etmesi, komplikasyon göstermesi, patolojik belirtilerini içermesi kanser riskinde ön planda olabilir. Enfeksiyon kaynaklı lenf şişmesinde ise kısa süreli şişkinlikler, ağrı, fiziksel kızarıklık, sertleşme gibi belirtiler öne çıkabilir. Psikolojik lenf bezi şişmesi enfeksiyon kaynaklı bir lenf şişkinliği ile eşdeğer tutulduğu için aynı belirtileri üzerinde toplayabilir.
Psikolojik Lenf Bezi Şişmesine Karşı Tedavi Süreci Nasıl İşler?
Doktor kontrolüyle yönetilen süreçte tanı ve teşhisin konulmasının ardından tedavinin ana hatları belirlenir. Tedaviyi klinik çalışmalarla birleştiren sağlık alt yapısı esnek çizgiler çizebilir. Lenf bezi enfeksiyonuna göre ilaç tedavisi uygulanabilir ya da kanser tespiti söz konusu ise cerrahi operasyonla o bölge temizlenebilir. Psikolojik Lenf Bezi şişmesi teşhisi koyulduysa bireyin tedavi süreci uzun sürebilir. Bu süreçte, bireye hem ilaç tedavisi hem de psikolojik terapiler uygulanabilir. Anksiyetenin uzantısı olarak kaygı, endişe ve korku semptomlarının özüne yolculuk yapılarak ana problem keşfedilebilir. Bireyi psikolojik lenf bezi şişmesiyle baş başa bırakan problemin çözümünde zihni meşgul eden düşünceler arındırılabilir ve bulmaca gibi zihin aktivitelerine yönlendirme yapılabilir. Bireyin sosyal çevresi iyi analiz edilerek toplumda varlığı daimî hale getirebilir. Kaygıya yol açacak düşünceleri dağıtmak için bilinçaltı temizliği gibi yardımcı yöntemlere de başvurulabilir. Biyokimyasal reaksiyonların da psikolojik tepkileri yönettiği düşünüldüğünde melatonin, endorfin ve serotonin gibi hormon ve hormon benzeri yapıların salgısını arttırmak için ilaç tedavisi uygulanabilir ve bu tedavi yemek alışkanlıkları ile desteklenebilir.
Su hayattır sloganı, lenf sistemi hücrelerinin işleyişinde de önemli yer edinmiştir. Susuz kalan lenf bezi hücreleri enfeksiyona yatkınlığı artabilir ya da psikolojik etmenler su kaybını da beraberinde getirebilir. Rahatsızlık sürecinin yönetilmesi için öncelikle uzman bir hekim tarafından doğru tanı gerekir.