Deprem, insan vücudunu ruhsal ve fiziksel anlamda etkileyen doğal afetlerden biridir. Saniyeler içerisinde etkisini gösteren bu felaket sonrasında psikolojik korkularla depremzede baş başa kalır. Deprem stresi; panik atak, korku, anksiyete ve kriz gibi sinirsel problemleri ortaya çıkarabilir. Bu durumun üstesinden gelmek için çocukların, engelli ya da hamile bireylerin vereceği mücadele yetişkinlere göre çok daha fazladır.
Deprem Stresi Nedir?
Deprem stresi, olay gerçekleşmeden bireyin o anı yaşayacağına dair hissettiği endişeyi ifade edebilir. Bununla birlikte, deprem sonrasında yaşanılan stres olayın olumsuz süreciyle baş etme gücünü engelleyen bir olgudur. Deprem stresi, problem ve duygu odaklı olmak üzere iki yönlü değerlendirilebilir. Problem odaklı stres, çevresel ve fiziksel anlamda çözüme kavuştuğunda azalma eğilimi gösterirken duygu odaklı streste rahatsızlık veren duygunun tespiti ve ondan kurtulmayı sağlayacak çözüm yolu bulunmaya çalışılır. Bu duygu değişimin temelinde algılama biçimi yer alırken kolektif düşünce bireyi de yakından etkiler. Birey, can ve mal kaybına uğramasının yanında bir de sosyolojik yaşantısının derinden sarsılması psikolojik sorunlarının ana kaynağını oluşturur.
Deprem Stresi Hamileliği Etkiler mi?
Anne adayı, hamilelik periyodunda metabolik birçok değişim yaşanır. Bu süreçte, bazı kadın hormonlarının artması ya da azalması sebebiyle vücudun tepkilerinde farklılıklar meydana gelir. Hormon benzeri kimyasalların da düzeylerinin değişmesi duygu durumunda dengesizlikler için zemin hazırlar. Progesteron, seratonin ve oksitosin maddeleri gebelik sırasında spesifik olarak öne çıkan hormon benzeri maddelerdir. Bu hormonları olumsuz etkileyecek süreçler psikolojik rahatsızlıklara karşı yatkınlığı arttırabilir. Deprem stresinin oluşturduğu travma bu özel hormonları da negatif etkileyerek stresle baş edilmesini zorlaştırır. Hamilelik sırasında metabolik değişimler stresi azaltacak kortizon hormonunun da vücutta yeterince salgılanmasını engeller. Bu durum, düşük riskini arttırırken kanama riski ile anne adayını karşı karşıya bırakabilir. Ayrıca, hamilelik sürecinde rahim büyümesi nedeniyle mide ve bağırsak hareketleri yavaşlar, bazı sindirim problemlerin sıklığını artırabilir. Artan bu problemler arasında mide yanması, şişkinlik, kabızlık şikayetleri görünür hale gelir. Deprem stresi altında anne adayının fiziksel değişiklerine bir de hormonal değişiklikler eklendiğinde bu şikayetlerde ivmesel artışlar gözlenebilir. Deprem sonrası zihni meşgul eden kaygı ve endişe gibi olumsuz düşünceler süreklilik taşırsa kronik strese dönüşür ve anne adayını enfeksiyona elverişli hale de getirebilir.
Deprem erken doğuma neden olur mu?
Büyük bir travmaya neden olan deprem stresi gebelik koşullarını da derinden sarsmıştır. Travmatik durumun yarattığı stres faktörünü uzaklaştırmak için gerekli hormonlar salgılanırken gebelikte ortaya çıkan diğer hormonların etkinliğini de azaltabilir. Rahim kaslarının kasılmasını dengeleyen progesteron hormonun dengesi bozulduğu an sürekli kasılmalarla erken doğum ya da düşük tehlikesi oluşabilir. Kaygı ve heyecan anında kas kasılmaları artar ve kalp nabzı yükselir. Bunun etkisiyle rahim ağzında değişiklikler ve rahim kaslarında kasılma-gevşemeler söz konusu olabilir. Bunun dışında, gebeliğin son aylarında anne adayının tehlikeli fiziksel aktivitelerden korunması önerilir. Deprem anında oluşabilecek fiziksel darbeler hamile kişiyi erken doğuma götürebilir.
Deprem anında hamileler nasıl davranmalı?
Deprem anında anne adayının hareket yeteneği sınırlıdır ve bu nedenle bulunduğu konumu terk etmemesi önerilir. Hamile kişinin deprem stresini bloke ederek yaşam üçgeni oluşturması gerektiği vurgulanır. Deprem sırasında paniği kontrol altına alarak güvende durulabilecek bir yer arayışına girilmelidir. Anne adayı kaçış opsiyonunu kullanmadan üzerine eşya düşmeyecek şekilde sabitlenmiş eşyalar arasında yaşam üçgeni pozisyonu alması kurtarıcı olabilir. Hamile kişilerin pozisyon alması zor olacağından karın bölgesini koruması adına cenin pozisyonu alması yapacağı önemli adımlar arasındadır.
Deprem Stresi Nasıl Geçer?
Yaşanan doğal afetin coğrafya gerçeği ile beraber hazırlık aşaması ile önlenebilir olması, toplum duyarlılığı açısından önem taşımaktadır. Eğitim programları ile seanslar eşliğinde bilgilendirmenin yapılması bireyin bilinmezlik yerine kendini güvende hissetmesine olanak tanıyabilir. İnanç ile psikolojik tepkiler zayıflatılabilir, eğer baş edilemiyor ise sosyal destek arama kanalına başvurulabilir. Deprem anını hatırlatan tekrarlayan düşüncelerden arınmak anksiyete ya da depresyona neden olabilecek süreci durdurur. Deprem alanında anne adayının yalnız kalmaması ve toplumun bir parçası olarak kendini hissetmesi deprem stresini minimize edebilir. Olumsuza odaklanmak yerine motivasyon sinyali verebilecek görsel ve işitsel araçlardan faydalanılabilir. Eğer, ruhsal anlamda deprem stresi kontrolünde kötüleşme süreci devam ediyorsa mutlaka uzman hekimden profesyonel destek alınmalıdır.
Deprem Stresi ve Hamilelik Psikolojisi için Diğer Sorular
Hamilelikte stres karın ağrısı yapar mı?
Hamile kişilerin mide ve bağırsak hareketleri yavaşlar ve strese maruz kalındığında düz kaslarda meydana gelen değişiklikler sindirimi zorlaştırabilir. Bu durumda, karın ağrısının yanında mide yanması ve şişkinlik problemi de oluşabilir. Stres anında mide asidi salgısının artması kısa dönemli mide ekşimelerinin de gözlenmesine neden olabilir. Deprem stresini devre dışı bırakmak için bazı gıdalar ile karın ağrısının üstesinden gelinebilir. Bu yiyecekler; lifli gıdalar, kalsiyum ve magnezyum minerali olarak özetlenebilir.
Annenin stresi bebeği etkiler mi?
Anne ile bebek anne karnında plasenta aracılığıyla iletişim kurulur. Özellikle bebeğin 3. ayından sonra bu bağlantı çok yönlü bir alışverişe döner. Bu ağdan anne bebeğe besin ve oksijenin haricinde diğer hormon ve benzeri maddeleri de geçirir. Annenin vücudunda yaşanacak bir stres tepkisi hem fiziksel hem de kimyasal olarak bebek tarafından hissedilir. Deprem stresi olarak ifade edilen olgu en çok da anne bebek ilişkisine zarar verir.
Hamileyken strese ne iyi gelir?
Beslenme annenin sakinleşmesinde en elverişli tercihtir. Kakao, kafein, bitter çikolata, badem, kabak çekirdeği, çilek elma ya da muz gibi yiyecekler dopamin ve serotonin hormonlarını aktive ederek mutluluk verir. Ayrıca, folik asit ve omega 3 alımı sinirleri yumuşatarak deprem stresi ile mücadelede kritik bir rol üstlenir. Ayrıca, gün içerisinde rutin yapılan davranışlar düşünceleri yönlendirerek ederek negatif duyguların önüne set çekebilir.